0

Hafta sonları veya uzun yolculuklarda severek okuyacağınız 5 kitabı sizin için listeledik.

  1. 1 Stefan Zweig: Satranç


    Satranç, “İncecik bir kitaba, tarihin en büyük acılarını sığdırmak mümkün müdür?” sorusunun cevabı niteliğini taşıyor. Avusturyalı Yazar Stefan Zweig tarafından 1942 yılında kaleme alınan eser, sembolik ve özlü anlatımıyla II. Dünya Savaşı’nın tüm yıkıcılığını dile getiriyor.

    Satranç, aynı adı aldığı tarihi oyunun sembolik ögelerini taşıyor. Savaş alanı ve birbirlerini akıl dolu hamlelerle yenmeye çalışan iki taraf… Kitabın olay örgüsü, bir gemide yapılan satranç düellosu etrafında şekilleniyor. Biri var olmak, diğeri ise yok olmamak için satranca sarılmış olan iki rakibin bu anlam dolu çekişmesinde, yakın tarihe dair derin izler bulacaksınız.

  2. 2 Kafka: Dava


    Dava yazılışından bir süre sonra dünya sahnesine çıkan, yurttaşlık haklarının askıya alındığı, bir sivil itaatsizlik imasının dahi zulümle karşılandığı totaliter rejimlere dair bir öngörü ve eleştiri olarak yorumlanır çoğunlukla. Nazi Almanya’sına dair bir “önsezi” barındırdığı söylenebilir belki. Erişilmez bir otorite tarafından yöneltilen ve ne olduğu hiçbir zaman açıklanmayan bir suçlamayla karşı karşıya kalan Josef K.’nın davasında, mahkemeye dinsel ya da metafizik bir otorite de atfedilebilir. Kafka Dava’da suçu yalnızca bir eylem olarak tanımlamayıp zanlının “kötü niyeti”yle de ilişkilendiren ve suçtan çok suçluya odaklanan absürd bir hukuk sistemi paradigması inşa eder. Kuramsal olarak ortada yasadışı bir eylem olmaksızın suçu mümkün kılan bir sistemdir bu. Ancak Kafka suç, sorumluluk ve özgürlük üzerine yazarken bir sistem ya da doktrin ortaya koymaz, çözüm önermez. Okuru ister istemez içine çeken bu karanlık dünya tasavvurunun tartışmaya açık olmayan tek bir özelliği varsa, o da müphemliğidir.

  3. 3 Paulo Coelho: Simyacı


    Simyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir `fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir `klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupery'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir `nasihatnâme': `Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

  4. 4 Martı Jonathan Livingston: Martı


    Havacılık sevgisiyle tanınan ve bir süre Amerikan Hava Kuvvetleri'nde pilot olarak görev yapan usta yazar Richard Bach, pek çok eserinde olduğu gibi "Martı Jonathan Livingston" adlı kitabında da uçmak konusu üzerinde yoğunlaşıyor. 152 sayfa ve 4 bölümden oluşan kitapta; genç bir martının büyük bedeller ödeyerek gerçekleştirdiği kendini keşfetme yolculuğu anlatılıyor. Sürüsündeki binlerce martının aksine okurlarına hayatın anlamını sorgulatan Jonathan Livingston, sade ve anlaşılır diliyle her yaştan okura ilham kaynağı oluyor. Yazar; çevresindekilerin olumsuz söz ve tavırlarına kulak asmayan bu cesur martının hikâyesiyle bireyin kendisi ve toplumla olan ilişkisine de dikkat çekiyor. Siz de bu özel hikâyeyi okuyarak Martı Jonathan Livingston ile tanışabilir, onun hayranlık uyandıran mücadelesine tanık olabilirsiniz.

  5. 5 Jose Mauro De Vasconcelos: Şeker Portakalı


    Acı dolu bir hayat sürdürmek ve bunu yaşamın olağan seyri gibi kabul etmek, ta ki hayattaki en gerçek ve karşı konulamaz acının ne olduğunu öğrenene kadar… Şeker Portakalı; yoksulluk ve sevgisizlik içinde yaşayan küçük Zeze’nin dünyasını, okuyucusuna yalnızca minik bir çocuğun gözünden değil, evrensel bir hakikat penceresinden sunuyor. 

    Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un 1968’de yayımlanan Şeker Portakalı adlı eseri, yalın anlatımı ve çarpıcı hikâyesiyle dünya edebiyatının unutulmaz başyapıtları arasında yer alıyor. Yazarının hayatından izler taşıyan eser, bir çocuğun iç dünyasından yola çıkarak tüm insanlığa acıyla yoğrularak olgunlaşmanın ağırlığını duyumsatıyor. 

    Gerçekçi anlatımı ve duygu ağırlıklı temasıyla Latin Amerika edebiyatını tüm yönleriyle yansıtan Şeker Portakalı; saflığı, şefkati ve acıyı eksiksiz bir empati ile iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak.


Beğendin mi? Arkadaşlarınla ​​paylaş!

0
Bihterinyo

Tepkiniz Nedir?

Beğenilenler Beğenilenler
1
Beğenilenler
hate hate
0
hate
fail fail
0
fail
fun fun
0
fun
geeky geeky
0
geeky
lol lol
0
lol
omg omg
0
omg
win win
0
win

0 Yorumlar

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bir Biçim Seçin
Hikaye
Gömülü ve Görselli Biçimlendirilmiş Metin
Kişilik Testi
Kişilik hakkında bir şeyler ortaya çıkarmayı amaçlayan bir dizi soru
Bilgi Yarışması
Bilgiyi kontrol etmeyi amaçlayan doğru ve yanlış cevapları olan bir dizi soru
Anket
Karar vermek veya görüş belirlemek için oylama
Liste
Klasik İnternet Listeleri
Geri Sayım
Klasik İnternet Geri Sayımları
Açık Liste
Kendi öğenizi gönderin ve en iyi gönderim için oy verin
Dereceli Liste
En iyi liste öğesine karar vermek için olumlu veya olumsuz oy verin
Meme
Özel memler yapmak için kendi resimlerinizi yükleyin
Video
Youtube ve Vimeo Yerleştirmeleri
Audio
Soundcloud veya Mixcloud Yerleştirmeleri
Resim
Fotoğraf veya GIF
Gif
GIF biçimi